OTOBUSÇÜLÜĞÜN jargonuna “yapma otobüs”le başladık.
“Bülent?
“Boynuzlu” şeklinde devam ettik.
…Ve dilimize yerleşmiş onlarca kelime aklıma geldi bir anda.
Tespit ettiğim deyimlerin bir kısmını geçen hafta bu köşede yayınladık
Tabii, yerimiz yetmedi.
Daha ne kelimeler, ne deyimler var…
“Otobüsçülüğün jargonu”…
“Otobüsçülüğün argosu”…
“Garajın argosu” bitecek gibi değil.
Sektör mensuplarının “yaratıcı zekâ” sı sürekli yeni kelimeler
yeni deyimler üretiyor.
Bunlar, otobüsçülüğün jargonu…
Yani; argonun etkisinde, üstü kapalı meslek deyimleri.
İnce bir zekâ ve espri anlayışının ürünü.
Bir çeşit şifre!
Argo, dilin en dinamik alanı.
En yaratıcı zemini…
“Araba” yani otobüs…
“Arabacı” da otobüsçü…”Arabayı koşturmak” otobüs çalıştırmak.
Otobüsün sefer yapmasını sağlamak.
“Araba kaldırmak” otobüsü sefere göndermektir.
“Yolu dövmek” sürekli aynı hatta çalışmak.
“Tek tabanca” bir hatta tek firmanın olması…
“Kafa kafaya” ayrı firmaların, aynı güzergâha, aynı saatte sefer düzenlemeleri…
‘Tapa” yani boş koltuğu olmayan
otobüs.
“Çakılı” da; dolu, yolcusu tam otobüs. “Paket” bütün koltuklan dolu otobüs.
“Paket servis” doluluk oranı yüksek servis…
“Misafir” bedava bilet kullanan yolcu. Biletin ücret kısmına “misafir” yazılır.
“Ördek” yoldaki yolcunun adıdır.
“Mini etek” ilk çıkan Magirus küçük otobüsler tamponsuzdu.
Tamponsuz otobüse “mini otobüs” deniyordu.
“Semerli otobüs” eski 302 döneminde klimalı otobüsün adıydı.
Klima otobüsün üstüne yerleştirildiği için böyle bir yakıştırma yapılmıştı.
“1.5 kat” dendiğinde başkası bina diye düşünür ama otobüsçü bunun “yüksek kabin” olduğunu bilir.
“Kuru hava” meteorolojik bir deyim değil. “Kuru hava” 302 döneminde hidrolik fren yerine, Okumaya devam et