Sektör hakkında “bildiklerinizi anlatın”
demiştik…
Hatta,“yazın” demiştik.
Geçenlerde Halil Ak ziyaretimize geldi.
Bazı anekdotlar nakletti.
İşte Halil Ak’ın anlattıkları:
Yıl 1951…
İsmetpaşa-Gerede arası çalışıyorum.
1942 model bir Chevrolet’im var.
Kamyondan bozma.
Çadırlı-tenteli…
Koltuk yerine karşılıklı iki sıra tahta koyardık.
İnsanlar otururdu.
Tahtaların altına da Karabük’ten gelen demirleri yerleştirirdik.
Hem insan taşırdık, hem yük…
O zamanlar, Karabük ile Gerede arasında yol yoktu.
Gece saat 02’de Karabük treni gelirdi İsmetpaşa’ya.
Treni karşılar; yolcuyu, yükü alırdık.
İsmetpaşa-Gerede arası 55 kilometre.
55 kilometre yol, 2.5 saat sürerdi.
Gerede’nin kışı yaman olurdu.
Arabada kalorifer yok. İnsanlar donmamak
için battaniyelere sarınırdı.
Sonraları, egzoz borusunu
arabanın içinde dolaştırıp kalorifer yaptık.
Bu durum 63-64’e kadar sürdü.
Alışana kadar, çok kişi elini, bacağını yaktı.
56 senesine kadar, Avrupa’dan gelen
otobüslerde bile kalorifer yoktu.
Sene 53…
Allah rahmet eylesin; Ahmet Veli Menger‘den iki kamyon aldım.
Bursa’da otobüs kasası yaptırdım.
Bir araba krank kırdı.
Krank yok… Piston yok…
O günler “yokluk” devriydi.
Mengerler’e gittim,
“Siz bu arabayı getirip sattınız, parçası yok.
Ne iş” dedim. Okumaya devam et