Mercedes Benz İsviçre’ye otobüs satmakta zorlanıyordu. Nedeni de Almanya üretimi otobüs pahalı….
Robert Jetter
İsviçre Otobüs Satış Müdürü.
Jetter’den dinleyelim..
“Bu süreçte Bova, Volvo, VanHool otobüsleri ile rekabet edecek bir otobüs arayışı içindeydik.
Elimizde sadece Mannheim üretimi otobüsler vardı.
Mercedes, Setra veya VanHool otobüslerinde yolcu bilet fiyatları aynıydı.”
ALMANYA’YA TESTE GİDEN OTOBÜS
Yıl 1988…
Türkiye’de 303 üretilip piyasa diliyle V8 bu otobüs test için Almanya Mercedes’e gönderilir.
Sayın Jetter anlatıyor:
Mannheim’e gidip otobüsü gördüm.
Otobüsü çok beğendim, niye bir alternatif ürünümüz olmasın?
Pahalı bir otobüs yerine, ucuz, kaliteli bir otobüs.
Bu otobüsü İsviçre’ye ithal etmeye karar verdik.
Yalnız otobüste bir takım iyileştirme yapılması, renk ve logo çalışmaları gerekiyordu.
SÜPER EKİP
1989’da gerekli randevuları alıp İstanbul’a geldim.
Süper bir grupla tanıştım. Çetin Atsür, Semih Şenol, Haluk Özmerzifonlu, Şükrü Genişel, Bülent Turan.
Tam bir ekip oluşturmuştuk.
Doğru zamanda, doğru yerde doğru kişilerdik.
Çok büyük bir şanstı bu 3 öge’nin yan yana gelmesi.
İsviçreli potansiyel otobüs müşterilerimizi İstanbul’a davet ettim.
Otobüslerin imalatlarını gördüler.
Kendilerinin iyileştirme fikirlerini aldık.
Üretimde kendi paylarının da olmasını sağladık.
Bu satış stratejisinde çok önemli bir etken oldu.
Müşterilerin güvenini kazandık.
* * *Avrupa’nın kapılarını Türk Otobüsüne İsviçre açtı…
Robert Jetter sayesinde…
İsviçre pazarı için Otomarsan’ın herhangi bir girişimi yok… olmadı…
Çünkü ana şirket tarafından öyle bir pazarlama faaliyeti…
Türkiye’den İsviçre’ye araç satmak… asla öngörülmemişti.
Kaldı ki; İsviçre Avrupa’nın tüm ülkelerinin…
Hatta Almanya’nın da ötesinde… özellikle kalite, çevre ve güvenlik unsurları açısından en keskin olduğu ülke.
ÇETİN ATSÜR’DEN
Çetin Atsür’de Jetter’in çalışmaları hakkında şu bilgileri veriyor:
“Bakın Jetter’in yaptığı şu idi
Bizi zorladı…
Özel istekleri vardı. Teknik açıdan.
Alışmadığımız isteklerdi.
Hem bizi zorladı, hem motive etti, cesaretlendirdi.
Ve bize sıçrama yaptırttı.
Çünkü; zorlanmadan kalitede aşama yapmak da mümkün değil.
Ve biz İsviçre gibi Avrupa’nın kalitede en iddialı olan pazarında..
Başarılı olduk.
Bu bir göstergedir.
Güven adına bir yeşil ışıktır.”
*
Jetter inanılmaz bir insandı.
Bir pazarlama dahisiydi… Gerçekten…
Müthiş yaratıcı…
SEMİH ŞENOL’DAN AKTARAYIM;
“Ben İsviçre’de onunla birlikte müşterileri gezerken gördüm.
Her müşterisinin ailesini tanıyor.
Hepsiyle senli benli konuşuyor.
Avrupa’da bu o kadar doğal bir hadise değil.
Bütün onların sorunlarını biliyor; isteklerini biliyor.
Ve onları fabrikaya yansıtmanın ustasıydı.”
TUZ GÖLÜ VE TOURİSMO
Jetter bu otobüse 303 yerine bir isim düşünüyor.
Jetter’den nakledeyim
‘İstanbul’dan Aksaray’a giderken ‘Tuzgölü civarında otobüs ismi hakkında düşünüyordum.
Önce Tourist olsun dedim.
Sonunda kulağa daha hoş gelen Tourismo’da karar kıldık.’
ÜRETİM VE GARANTİ
Otobüsün kalitesi hakikatten çok iyiydi.
İsviçre için bazı değişiklikler yapmıştık.
Özel Jetli metalik boyalar yaptırdık.
Garanti işlemleri İsviçre’de yerine getiriliyordu.
Bülent Turan ekibiyle 4-5 kişi gelip işlemleri yapıyorlardı.
Aramızda haberleşip en kısa zamanda müdahale ediyorduk.
Böylece kaliteyi giderek yükselttik.
Sattığım otobüsleri bazen caddelerde görüyorum.
Tourismo otobüsleri 20 senedir İsviçre’de çalışıyorlar.
SABUN VE GURUR…
Otomarsan’da çalışanlar Avrupa için otobüs üretmekten gurur duyuyorlardı.
Mercedes’in yıldızını yüreklerinde hissediyorlardı.
Otomarsan’da çalışmak onlar için çok özel, önemli bir görevdi.
İş anlayışı beni çok etkilemişti. Çetin Atsür olağanüstü bir menajerdi.
İşçileri müthiş motive ediyordu.
İşçiler için olağan üstü bir insandı.
Atsür’ün paydostan sonra bütün işçilerin ellerini sıkıp bir kalıp yeni sabun vermesini unutamıyorum.
Gözlerim yaşarmıştı. Türkiye’den çok şeyler öğrendim.
BATTANİYE…
Otomarsan’da işçiler İsviçre’ye gidecek otobüsleri üretirken büyük bir heyecanla çalışıyorlardı.
Gece gündüz 24 saat…
Bir anımı daha anlatayım;
Otobüs montaj hattında iki vardiya çalışılıyordu.
Birinci grup çalışırken diğer grup montaj hattının yanında uyuyorlardı.
Üstlerinde mavi Otomarsan yazılı battaniyeler vardı.
Bu korkunç bir olaydı, nasıl bir istek ve arzu ile çalışıyorlardı.
Evimde halen bu battaniyelerden birini saklıyorum.
Ömür boyu saklamaya devam edeceğim.
Böyle bir olay günümüzde imkansız.
Hoşdere otobüs fabrikasının açılışına davet edildim.
Türkiye Cumhurbaşkanı’da gelmişti.
Türkiye’ye en az 50 kere geldim.
Hayatımın en güzel günleriydi.
Çok insanla tanıştım
Her geldiğimde bu insanların gözlerinde bir yaşam sevinci olduğunu gördüm.
Latif Karaali, Ulaştırma Dünyası
27 Aralık 2010, Sayı: 497
Ben 1989 yılında otomarsanda işe başladım bu benim hayatımın dönüm noktası oldu ömür boyu unutamam bu çalışmalarda bulunmaktan ve bu şirkette olmaktan büyük mutluluk duyuyorum Emeği geçen bu büyük mücadeleyi otomarsanın kuruluşundan bugüne başarıyla en üst seviyelere çıkaran herkese ve bu güzel yazıları yazan latif beye sonsuz teşekkürler.
Merhabalar,
Latif bey yazılarınız gerçekten çok hoş. Okurken büyük keyif aldım. Türkiye’de otobüsün geçmişini okumak beni gerçekten heyecanlandırdı. Zaten Mercedes-Benz ve otobüslerinin, Bu Otobüslerin Türkiye’de üretim aşamasına gelişinin hep meraklısı olmuşumdur. Bende Hadımköy Has Otomotiv’de çalışıyorum.
Başarılar Dilerim.