Nostaljik otobüslere özellikle de 0302 ye meraklı olanlara küçük bir ipucu vereyim.
Alev Dili…
Gece…
Hava iyice karardıktan sonra…
Arabanızla…
Rampa çıkan ya da
100 km civarında hızlarda seyreden
bir 0 302 nin arkasına takılın.
(0 302’nin yüksek devirde olması lazım.)
Çok yaklaşmanıza da gerek yok.
Farlarınızı kısa bir süre için söndürüp
Aracın egzosuna bir bakın.
Yaklaşık 50 cm. uzunluğunda
pembe bir alev dilinin
egzost ağzından çıktığını göreceksiniz.
Gülen Yüz… İnsana Gülümserdi…
Gerçekten de 0 302’nin yüzü anlamlıdır.
Yıllar boyu imal edilmiş en estetik otomobil
1956 model Chevrolet Bel-Air’dir.
Otomarsan tarafından imal edilen
0 302’de yıllar boyu üretilmiş
en estetik otobüstür.
Gerçi Otomarsan üretimi 0 302 ile
aynı yıllarda Almanya’da üretilen
0 302 arasında küçük de olsa farklılıklar vardır.
Bizdeki 0 302 bizim rahatlıkla üretebilmemiz
açısından dizayn olarak ufak tefek
bazı tadilatlara uğramıştır.
Ama tadilli hali orijinalinden daha kübik,
daha modern ve daha güzeldir.
Bir de şu anda piyasada gezinen
0 302’lere bakarak estetiği konusunda
karar vermeyelim.
Zira bu gün yollarda gezenler de
zaman içerisinde piyasa şartlarına
göre tadilatlar görmüşlerdir.
En barizi düz beyaz renkte oluşları
bu araçların estetiğini bozan bir faktördür.
0 302’nin bence en yakışan rengi…
açık mavi- lacivert kombinasyonlu…
Laciverti bir kalın, altta ve üstte iki
ince şeritten oluşan tipte boyanan modelidir.
Yine aynı desenin sarı-siyah ve
kırmızı- beyaz versiyonları da
insanın içini açan renklerdi.
Bu bahsettiğim üç renkte de
0 302 insana gülümserdi…
Dökme Demirden…
Yine zaman içerisinde sürgülü
Yan camlı 0 302 nesli adeta tükenmiştir.
Camlar biraz da maliyetinden dolayı
yekpareye dönüştürülmüştür.
Oysa ki bu cam modeli de
0 302’ye estetik katar.
O 302 S yazısı sizi yanıltmasın.
0 302 yazısı şimdilerde yan sanayiden dolayı
bu şekilde olmasına rağmen
orijinalinde böyle değildir.
Her rakam tek tek dökme demirdendir
ve en baştaki ”O” harfi
diğerlerinden çok az büyük olarak tasarlanmıştır.
Altındaki ”Otomarsan” yazısı karakteri
aynı olmakla birlikte baş ve sonundan
iki vida ile tutturulmuştur.
Egzost Dumanı…
0 302’nin tamponundaki
ayak basma yerinden…
Orta direğindeki el tutamağına…
Ön cam altı nikelajından…
Bu nikelajdaki armasına…
Ön cam üstü tepe lambalarından…
Hem yandan hem de önden
görülebilecek tarzda dizayn edilen…
sinyal lambalarına kadar…
Herşeyi özeldir.
Ön panjur üzerindeki
Mercedes Yıldızı…
ve buna bağlı nikelaj topluluğu
ve buradaki havalandırma ızgaralarının duruşu
bile görünüme apayrı bir tat katar.
Bütün bu yazdıklarım
aracın orijinalliği muhafaza edildiği
müddetçe güzeldir.
Tekerlek göbeklerindeki bordo/kahve rengi
boya bile ona ayrı bir hava verir.
Yoksa şu sıralar çok moda olan
Alcoa çelik jantı 0 302 ye takın
güzel durur gibi görünse de
hiç mi hiç yakışmaz.
0 302’nin egzost dumanının
kokusu bile diğerlerinden farklıdır.
Window… Aisle…
O 302 de her iki koltuğun bulunduğu
camın alt bölümündeki numaralarla da
örnek verecek olursak
1 Pencere/Window –
2 Koridor/Aisle şeklinde
yazılarak turistlere de hitab eden
metal plaketler yer almasıyla
yukarıdaki usul yürürlükten kalktı.
1968 model
O 302’ye ait koltuklarda
kol dayamaları bu arabalarda sabitti.
Daha sonraki O 302 modellerinde
rastlandığı gibi bu kol dayamaların
kaldırılarak inip binmenin
kolaylaşabileceği henüz düşünülmemişti.
Ağır vasıta ehliyetin olsa bile
5 yılı doldurmadan otobüsün
direksiyonuna oturamazsın.
Bu derece önem taşıdıklarının
farkında olarak…
Tertemiz giyinirler…
Her türlü saç varyasyonunu tamamlar…
Güneş gözlüklerini görünür bir yere asarlar…
Mutlaka “ara gazını otomatik veren”
Yumurta topuklu…
Sivri burunlu ayakkabılarını giyip…
En sevdikleri “artiz”in resmini de
en can alıcı yere takarlar.
Vazolar plastik de olsa çiçeklerle dolmuş vaziyette.
Hatta sol güneşliğe bir sarmaşık bile dolanmış şekilde
Buna rağmen inançlarını da unutmazlar
Orta direkte “Lailahe ilallah” yazılı
bir de tabak asmayı ihmal etmezler.
Ön cama vantuzlarla gidilecek yerler de
(Şehir isimleri)
asıldıktan sonra
kim tutar onları…
”ara gazını otomatik veren
yumurta topuklu ayakkabılarla”
Gazlarlar…
Latif Karaali, 488’inci sayı
25 Ekim 2010, Ulaştırma Dünyası