MAN şehirlerarası otobüs üretimine yeniden döner. 1988’de Temsa sektöre girer. 302 otobüslerin artık bir rakibi vardır.
TÜRKİYE YOLLARINDA YENİ OTOBÜSLER
1983 yılında MAN şehirlerarası otobüs üretimine yeniden döndü. 1984 yılına kadar pazarlarda lider olan ve 1967’den 1983’e dek toplam 14.430 adet üretilen 302 otobüsler artık rakipsiz değildi.
Tunç Koman
MAN Kamyon Otobüs Tic AŞ Yürütme Kur. Üyesi
Otomotivde ideal çözümler yok. Optimize edilmiş çözümler var. Bazı modeller ülkenin şartlarına uymamış veya teknik olarak bu noktayı MAN seyahat otobüsünde uzun süre yakalayamamış; belediye otobüsünde yakalamış. Onun için de başarılı. Seyahat otobüsünde ilk başarı 1983’ten sonra. O zamanlar Süperman adıyla bilinen Türkiye’nin gerçek anlamda ilk hava süspansiyonlu otobüsü…
* * *
MAN’dan sonra 1987 yılında Temsa da Mitsubishi lisansıyla Adana’daki fabrikasında klimalı Maraton tipi şehirlerarası otobüs üretmeye başladı. Otobüs üreticilerin sayısının artmasıyla birlikte Türkiye yollarını, hep daha fazla konfor ve güven sunmayı amaçlayan yeni otobüsler kat etmeye başladı. Bunların hepsi Türkiye’de üretiliyor ve Türkiye yolcu taşımacılığının yeni standartlarını belirliyorlardı.
Mehmet Buldurgan
Temsa Genel Müdürü
1984’te çok şey değişti. Ülkemizde ciddi liberal ekonomi rüzgârı esti. O dönemde 3 tane anlaşma izni alıyor Temsa. Mitsubishi ile… Teknik Lisans anlaşması otobüs üretimiyle ilgili. İkincisi Mitsubishi’nin Türkiye distribütörlüğü. Mitsubishi’nin ürettiği ürünleri Türkiye’ye pazarlamak için ikinci bir anlaşma. Otobüsteki son üç sırada yer almak 1987’de kısmet oldu. Çünkü ciddi bir yatırım hazırlığı yapıldı. 1987 yılında ilk Temsa üretimi Mitsubishi lisanslı Maraton otobüsleri yollara çıktı. O dönemde sektörde sadece bir firma pazara ürün sunuyor idi. Biz ikinci firma olarak hiç bilinmeyen Mitsubishi ile tabii Sabancı ismi ile regülâsyonu çok yüksek pazara girdik.
* * *
MAN’ın 1988’de ekonomik dar boğaza düşmesi otobüs üretimini 1996 yılına kadar durdurmasına yol açtı. 1988 yılından itibaren Otomarsan ile Temsa arasında yaşanan rekabet Türk otobüsçüsüne daha ekonomik, daha güçlü ve konforlu modeller olarak geri döndü. Yeni jenerasyon motorların kullanıldığı klimanın standart olarak sunulduğu bu yıllarda üreticiler daha sık model değiştirmeye, sundukları her yeni modelle de sektörün kalite normlarını daha ileri götürmeye başladı. Türk otobüsçüsünün ve yolcusunun büyük beklentilerine ve Türkiye’nin ağır coğrafi koşullarına cevap verebilen ve yeterli randımanı gösterebilen dünyanın her yerinde kullanılabileceğini kanıtladılar.
ÇİFT KATLI OTOBÜS FURYASI
1990 yılında yeniden yapılanma süreci içerisine giren Otomarsan’ın hem ortaklık yapısı hem de ismi değişti. Firmanın yeni adı Mercedes-Benz Türk AŞ oldu. Bu değişimin en büyük amaçlarından biri de dünyada ulaşım sektörü açısından bakir olan pazarlara daha fazla ihracat yapmaktı. İhracat obüs üreticisinin yüzünü güldürdü. Tabii ki 1990’ların hemen başında gümrük tarifelerindeki büyük indirimler, teşvik yasasıyla Türkiye’ye çok uygun fiyatlarla otobüs şaselerinin girmesine kadar. Bu gelişmenin sonunda çift katlı otobüs furyası başladı.
Eşref Biryıldız
MBT Pazarlama Direktörü
Herkesin beklentisi aynıydı: 303’ün iskeletini bir parça yükseltin. Ve 304’ü çıkardık. O da ilk çıktığı zaman müşterilerimizi hayal kırıklığına uğrattı. Biz çok büyük sıkıntılar yaşadık o dönemde, çok büyük otobüs satış potansiyeli kaybettik.
* * *
Birkaç haftadır Türkiye’de otobüsçülüğün gelişimini tanıklıklarla aktarıyoruz. 1970’ler-80’nler otobüsçülüğün sektör olduğu dönemdir.
Latif Karaali, Ulaştırma Dünyası,
15 Aralık 2008, Sayı: 391